Bu hayallere dalmıştım ki sattığı eşyaları toplayan kadını görünce kendime geldim. Montumu iyice kapatıp, eldivenlerimi giyip hızlıca geriye doğru yürümeye başladım. Az sonra damlalar başladı ardından da deli gibi bir yağmur. Çok ıslanıyordum ama o kadar güzeldi ki… Hızlıca geri döndüm ama koşturmadım. Tadını çıkardım 🙂

Meydana vardığımda pantalonu sıksam bir kova su çıkardı herhalde. Üstümdeki kıyafetim ve ayakkabılar su geçirmezdi ama bacaklar fena olmuştu 🙂

Üç gün boyunca akşam kaldığımız yer dışında tuvaletlik pek bir yer yoktu bu nedenle yol boyunca bulduğumuz yere çişimizi yaptık! Entelliğim bozuldu lanet olsun! hahaha. Hatta Jenn ve Diana düzlüklerde bile bir pikeyi paravan olarak kullanabilmeyi başardı…

Tilcara çok sıcak ve sevimli görünüyordu, Humahuaca’nın da öyle olmasını istedim ve öyle de oldu. Tam otobüsün yanında eşyalarımı organize ederken “ne kadar da sevimli bir yerdeyim” diyebildim!

Üç geceliğine kalmak üzere Airbnb’den bir çiftin evinde yer buldum. Fiyat neredeyse hostel fiyatıydı. Biraz rahat uyurum hatta uyuyabilirim bari dedim… San Pedro’da horultudan, yolda da otobüsün dandikliğinden perişan haldeydim.