“Yo aprentiendo Español”

Bir ileri iki geri oluyo gibi sanki haha. İlk geldiğim bir kaç gün karşımdaki şahıs konuşurken benim suratım ve iki haftadan sonraki halim:

Temsili yazmama gerek yok sanırım 🙂 Hergün çalışıyorum; okul, ev ödevi, günlük zaruri iletişimler… Ekstra okuldaki öretmenim Rita dışında dondurmacıyla, kasiyerle, garsonla falan derken çat pat bi iki şey kapıp, az biraz da laflamaya başladım. Mesela bugün okul yönetimiz Xavier’e, İspanyolca, “Bugün değil ama bir bilgisayar kullanmaya ihtiyacım var blogum için” diyebildim. Bak bak cümleye gel… Öyle herkes kuramaz yani böylesini hahaha. Neden bugün değil kısmı ise yanıma fotoğraf makinemi almayı unutmuş olmamdı. Tabii bu kısmını İngilizce olarak bile söylemedim, hani sanki genel soruyormuşum gibi, çaktırmadan 😉

İspanyolca’nın en güzel tarafı farklı iletişim biçimine sahip olması, böyle içten bir dil, çok az resmiyet içeriyor… En büyük problem ise çok fazla değişebilir olması. Bir kural öğreniyorsunuz ama o kural birçok şekilde kural olma niteliğini sürderimiyor, bir kucak dolusu istisna… Aslında böyle haylaz bir çocuk gibi diyebilirim, yapma diyorsunuz, iki yapmıyor ama üçüncüde kesin yapıyor…

Bir de kendiminki hariç ikinci bir dil öğrenirken şunu farkettim ki konuşma tarzımız yani ifade biçimlerimiz oldukça etkileşimli… Ne bileyim; “kenara çekmek, kafayı vurup yatmak vs. hatta yetişkin esprileri de dahil diyebilirim… Basitçe bir alıntıyla toparlayacağım ki, kendim beceremiyorum pek :), Arjantli yazar Jorge Luis Borges çok kısa ve anlaşılır özetlemiş…

Dil bir alıntılar birliğidir.