Veee çılgın sürücümüz ile süpper bir Dune buggy yaptık ki gerçekten her şeyi unuttum! Çöl aracıyla kum tepelerinden atlayıp rifting yapmak hakkiten de dedikleri gibi roller coaster etkisi yapıyor! Fazla adrenalinden koptum! Harikaydı!

Cusco’nun güzelliğini daha uzaklardan hissetmiştim… İlk, bir ay kalırım çıkmıştı ağzımdan. Sonra az biraz eksilterek yirmi üç günlük bir oda tuttum gelmeden birkaç gün evvel.

Bu hayallere dalmıştım ki sattığı eşyaları toplayan kadını görünce kendime geldim. Montumu iyice kapatıp, eldivenlerimi giyip hızlıca geriye doğru yürümeye başladım. Az sonra damlalar başladı ardından da deli gibi bir yağmur. Çok ıslanıyordum ama o kadar güzeldi ki… Hızlıca geri döndüm ama koşturmadım. Tadını çıkardım 🙂

Meydana vardığımda pantalonu sıksam bir kova su çıkardı herhalde. Üstümdeki kıyafetim ve ayakkabılar su geçirmezdi ama bacaklar fena olmuştu 🙂

Üç geceliğine kalmak üzere Airbnb’den bir çiftin evinde yer buldum. Fiyat neredeyse hostel fiyatıydı. Biraz rahat uyurum hatta uyuyabilirim bari dedim… San Pedro’da horultudan, yolda da otobüsün dandikliğinden perişan haldeydim.

Çıktım hostelden, turlar hakkında Alex’in önerdiği ajansa gittim. Hemen bitişik sokaktaydı. Öncelikli olarak akşam üzeri dört için Valle de La Luna (Ay Vadisi) gezimi aldım. Diğerleri için nakitim yoktu, onları sonra alırım dedim. Bu sırada otelde benden hemen sonra gelen ve “Hola”laştığımız arkadaş da geldi oraya.

Evden çıktıktan sonra yukarıdan yukarıdan Almanya sokağından devam ettim. Çok aralara girme dediler, bazı yerler tehlikeliymiş… Sonunda bir meydana vardım. Meydanın olduğu tepe ile hemen bitişiğindeki Valparaiso’nun sanat merkezi. Tüm sokakların duvarları muhteşem grafitilerle dolu!