Buenos Aires’te geçirdiğim bir aylık şehir hayatından sonra, biliyorsunuz İspanyolca dersleri (son haliyle bir kahve alabilir miyim diyebiliyorum, yanına bir şey istermisiniz ya da süt sorulursa anlayabiliyorum, başka bir soru gelirse: sistem yeniden başlatılıyor, lütfen bekleyiniz haha. Yani ne sorulur ki başka diyebilirsiniz ama genelde başka bir şey soruyorlar ya da muhabbet ediyorlar, sonuçta arkadaş sever insanlar…) ile meşguldüm. Arjantin hava yollarından aldığım biletim ile kaldığım yere oldukça yakın olan (yaklaşık 5km) Aeropark – Jorge Newberry’den El calafate’ye ortalama 3 saatlik bir yolculuk yaptım. Yolculuk sonunda her zamanki gibi sırt çantam son gelen üç-dört bagajdan biriydi. Neyse böylece çıkıştaki ilk kalabalığı atlatmış oldum…

Terminalin kontrol noktasını geçince sağ kolda standımsı mini ofisler bulunuyor. Eğer ki minimum üç kişi değilseniz taksi tutmak gereksiz masraf çünkü otobüs standındaki arkadaşlara gideceğiniz yeri söylüyorsunuz, onlar not alıp otobüs şöförüne veriyor ve otobüs şöförü de sizi kapının önünde bırakıyor. Şu anda tek yön 120, gidiş dönüş alırsanız da 200 Arjantin pezosu ödüyorsunuz. Ben otobüs ile devam edeceğimden tek yön aldım ve keyifli keyifli kalacağım otele vardım.

Sabah saatlerinde vardığım için o günü etrafı dolaşmakla ve yapacağım gezileri organize etmekle geçirdim. Paylaştığım haritadan şöyle genel bir bilgi edinebilirsiniz…

Öncelikle sahile gittim. Gerçekten de verilen bilgilerdeki gibi çeşit çeşit kuşlar görebiliyorsunuz hatta bir kaz sürüsü başımın üstünden o borozan sesleriyle süzülünce bir an kendimi Nils gibi hissettim 🙂 (Benim kuşağım bilir, yine de linkli, tıklayıp bilgi alabilirsiniz). Manzara ve sahil şeridi de ayrı bir güzel… (Böyle kuşlar, kazlar falan dedim de fotoğraf ekleyemedim malum makinemin lensi ve benim yeterliliğim pek uygun değil) Biraz burada yürüyüşle vakit geçirdikten sonra içerilere doğru geçtim. İçerisi dediğim merkezden bahsediyorum. Merkezin ayakla toplam dolaşma süresi, oyalana oyalana 1 saat. O da maksimum. Aynı şey El chalten için de geçerli. Bildiğiniz çay tabağı yani…

20 dakikada hızlı bir tur attıktan sonra merkezde Hielo y Aventura‘dan Salı günü için tam gün Perito Moreno Buzulu gezimi, az ilerideki Mundo Austral‘dan da ertesi gün yani Pazartesi için tam gün El chalten gezimi aldım. Bu ikinci aldığımın sonradan çok gereksiz olduğunu farkettim. Çünkü yol boyunca toplamda iki tane manzara noktasında durup fotoğraf çektirtmek ve terminale bırakıp, akşam da terminalden almak tur anlamına gelmiyor! Bunun yerine ya merkezdeki Taqsa veya El chalten Travel’den gidiş-dönüş bileti almanız ya da otobüs terminalinden bu biletleri edinmeniz çok daha uygun fiyata geliyor. Ve tura göre daha uzun vaktiniz oluyor.

Buzul için Perito Moreno dışında da opsiyonlarınız var çünkü buradaki doğa olayı şöyle gelişiyor: Dünyadaki önemli dağlık bölgelerden biri. Özellikle tırmanış sporu yapanlar için çok değerli bir bölge. En yükseğinin Fitz Roy olduğu dağ topluluğunun tepe kısımları sürekli kar yağışlı. Zamanında oluşmuş buzullar bu kar yağışlarıyla aralıksız besleniyor. Biriken kar sıkışıyor ve öncekileri yer çekiminin de etkisiyle iterek yeni buzul eklentileri oluşturmaya devam ediyor. Yani dondurma toplarının üzerine çikolata sosu dökersiniz de o kıvrımlardan kendine birkaç taraftan yol bulur da tabağa akar ya, işte o misal… Buzullar, bu bahsettiğim dağlık bölgenin birçok kımından çikolata sosu gibi akmış. Dağların Şili ve Arjantin sınırının üzerinde olduğunu düşünürseniz birçok buzul noktası iki ülkeden de gözlemlenebiliyor. Dediğim gibi Perito Moreno ismini alan bunlardan sadece biri. Mesela Buenos Aires’te, Ariel’in evinde tanıştığım Soňa ve arkadaşı Ema, El calafate’den Şili’ye geçip, o taraftaki buzullardan birini gezmek istiyorlardı (Glacier Upsala)… Ben bugün Bariloche yollarındayken onlar da bu geziyi gerçekleştirmiş olabilir 🙂

Buzullar suyun üzerinde asılı değiller, dipleri zeminle, yani toprakla temas halinde. Siz üzerinde yürürken, aslında buzullar bahsettiğim hareketi gerçekleştiriyor oluyor fakat aynı dünyanın hareket hızı ve yer çekimi etkisi gibi, bu hareketi hissetmiyorsunuz. Zaman zaman son noktada kopmalar olabiliyor ve şanslıysanız benim gibi görüntüleyebiliyorsunuz 🙂

Kar kristallerinin uzun süreli sıkıştığı noktalar maviye dönüyor ve inanılmaz bir görüntü oluşuyor. Bazı kısımlarda özellikle bu sıkılaşmanın yoğun olduğu yerlerde erime de oluyor ve erimiş kar suyunu içebiliyorsunuz… Buruk ve lezzetli! mmm 🙂

Buzul üzerinde ayakkabınıza bağlanmış altları üçgen uçlarla dolu, demir ayakkabı eklentileriyle yürümek ayrı bir hayat deneyimi. İnişlerde bile düşmek marifet gerektiriyor… Yani sağlam basarsanız olduğunuz yere mıhlanıyorsunuz. Ben kendimi Terminatör gibi hissettmiştim ama ayakkabıma eklentiyi takan arkadaş “Robocop gibi bence” dedi, olur dedim, o da olur canım haha! Neyse yaklaşık iki saatlik buzul yürüyüşünden sonra rehberlerimiz bize buzullu buzlarla 🙂 viskileri içirtip çikolataları yedirdi. Kafamız güzel bir “fin” yapmış olduk!

El chalten gezimi zaten paylaşmıştım. Neydi ki o derseniz: tıklayın. El chalten’deki tırmanışımdan sonra Fitz Roy yürüyüşüne başladığım noktaya yakın, ismi La wafleria olan bir mekana gittim. Waffle ve kahve ile ödüllendirdim kendimi 🙂 Gayet lezzetliydi. Porsiyon tabi yine 10 insanlıktı ama olsun, elimden geldiğince bitirmeye çalıştım. Genç insanların takıldığı, sevimli bir mekan öneririm.

El calafate’de ise Borges y Alvarez isimli cıvıl cıvıl bir cafe-bar var ki fotoğraflarını da görebilirsiniz, ekledim, süper keyifli bir mekan. Yalnız benim gibi keyif yapcam diye kahvenizin yanına bir shut Jager söylemeyin valla tatil hesaplarınız şaşar ki anladığınız üzere benim şaştı. 40 pezoluk kahvenin yanına 240 pezo bir hesap eklentisi geldi ki İspanyolca: “Oha arkadaşım şişesine o kadar veriyorum ben, yuh, ayıp!” diyecektim ki ancak “para mi muy caro… hmm… mmm..” diye bir şeyler çıktıağzımdan. Hesabı ödediğim arkadaş mekanın müziklerini kendisi hazırladığı için ve müzik seçimleri de süper olduğundan kendi kendime hadi neyse dedim, hesabı yuttum, çıktım…

9405 isimli restorandan bahsetmiştim önceki yazımda… Bardak ile şarap sipariş verebiliyorsunuz bu mekanda, bunu eklemiş olayım.

Ruta 40 yolculuğum benim için çok güzel geçti. El chalten ve Perito Moreno arasını 2 saat kadar asfalt değil de taşlık, yapılmamış yoldan gitmemiz dışında… Otobüsler çok rahattı, yol çok güzeldi. Los Antiguos veya Perito Moreno’ya (Buzul ile aynı isim biliyorum ama burası Ruta 40 üzerinde minik bir kasaba) kadar varıp, ki sabah varıyorsunuz, bir akşam konaklayıp ertesi günün sabahı yola devam etmeniz gerekiyor. Bu nedenle birinden birinde bir akşam kalacaklık mekan bulmanız gerekiyor. Göl kenarı olduğundan Los Antiguos’ta kalacak yerler biraz pahalı, zaten az yer var. Perito Moreno da aynı şekilde ama sonuçta birşeyin kenarı olmadığından yarı yarıya daha ucuz… Ben en uygun olan Hotel Kelman‘ı seçtim ki, öyle bir bölgeye göre çok iyi kalitede bir oteldi… Kahvaltısı gerçekten çok başarılı ve odalar çok temizdi, herşey mis gibiydi yani 🙂 Hatta otele varır varmaz, odamın boşalmasını beklerken kendime atkadaş bile edindim… Saatlerce kucağımdan ve yanımdan ayrılmadı.

Son kısma geldim, off ne uzun oldu bu sefer değil mi?.. Perito Moreno’daki Ruta 40 durak noktası olan Hotel Belgrano önünde (otobüsten de burada inmiştim) beni Bariloche’ye götürecek otobüsüm sonunda geldi. Bindim, yerime yerleştim. İlk etaptaki gibi otobüs tam dolu olmadığından yine iki koltuluğu birden kullanma lüksüm oldu 🙂 Ve fark ettim ki otobüs şöförü hatun, hem de gayet güzel bir hatun. Süper de kullanıyordu valla! Bu arada şu bilgiyi de vermek istiyorum ki bizden farklı olarak yol boyunca iki şöför sürekli birbirinin yerini alıyor. Böylece yolculuk gayet güvenli geçiyor. Çalışan şöförler için de sağlıklı tabi. Yol boyunca bir ya da iki yerde duruyor otobüs ve hiçbir yiyecek ya da içecek hizmeti alamıyorsunuz, bunu düşünerek yanınıza yiyecek ve içecek almanız gerekiyor, aynı şey çoğu tur için de geçerli, unutmayın. Bu da yazımın son notu olsun 🙂

Yaklaşık üç saat oldu Bariloche’ye varalı. Açıkçası ilk bakışta sevdim diyemeyeceğim. Bakalım nasıl geçecek… İyi düşünelim, iyi şeyler olsun 🙂