İlk durak olarak Arjantin, Buenos Aires’i seçtim. 3 sene önce çılgınca bir tango tutkusuyla geldiğim şehir benim için gayet tanıdıktı. Gelmeden önce Airbnb üzerinden Palermo’da kalacağım sevimli bir apartman dairesi ve sevimli bir host buldum. Uçak biletlerimi aldım. İspanyolca kursu için araştırma yapıp, uygun bir tanesini seçtim ve maillaştım. Bildiğim şehirde uzun süre kalıp biraz İspanyolca öğrenmek, gideceğim diğer yerlerde oldukça yararlı olacaktı… Önceden edindiğim deneyimle, Buenos Aires de bile İngilice konuşabilen insan sayısı oldukça azken, aslında buna yarardan çok “gereklilik” demek daha doğru olacak…

Korkunç uzun bir yolculuktan sonra şehre inebildim. Neyseki yanımda benimle birlikte yolculuk yapan Ahmed yolculuğu biraz da olsa hoş kılabildi… Irak’tan İstanbul’a gelmiş ve 6 ay kadar İstanbul’da yaşamış. Bu sırada daha önceden Malezya’da çalışırken tanıştığı Şili’li sevgilisiyle İstanbul’da evlenmişler. Bizim yolculuğumuzdan 5 gün evvel Şili’ye eşinin yanına gitmeye çalışmış fakat Arjantin’den transit geçişine izin vermemişler. O da benim uçuşumun olduğu gün tekrar şansını denemeye gidiyordu. Iraklı ve Şilili iki kişi ayrı ülkelerde tanışıp ayrı ülkelerde evlenip bir araya gelmeye çalışıyor… Sadece “vovv” demek istiyorum arkadaşlar! Böyle bir motivasyona eremedim henüz 🙂

Yolculuğuma geri dönecek olursak, indikten sonra sırt çantamı aldım ve uzun bir sıra eşliğinde bagaj kontrolden geçerek dışarı çıkabildim. Öncelikli önerim şu: kapıdan çıkınca bir alana giriş yapıyorsunuz; araç kiralama ve taksi ayarlayan firmalar ile dolu olan bir kısımdan bahsediyorum. Eğer ki benim gibi varacağınız saat akşam 10.30 iken gece 1 olmuş ise hemen sol taraftaki ofislerden birinden çığıran kızın yanına gidip 35 dolarınızı feda edip, taksi şoförünü kapıp kalacağınız yere uçun. Yok eğer vaktiniz varsa bu bölümden hızlıca çıkıp bir sonraki alanda, öncelikle; az biraz da olsa birkaç dolarınızla pezo alın, bulunsun; sube kart ofisinden sube kartınızı alıp içine de biraz yükleme yapın. Geç saatlerde otobüs vs. arıyorsanız aramayın, yok. Ama dolu bir sube kartı sonradan işinizi kolaylaştıracaktır… Bu bahsettiğim alanın yaklaşık olarak tam ortasındaki taksi ofisine gidip, adresinizi verip, ücreti öğrenip, sıra numaranızı alın ve şöförün gelmesini bekleyin (bunların hepsi ofisten size verilen kağıtta yazılı olacak ve eğer kağıdı taksi şöförü isterse mutlaka üzerindeki ödeyeceğiniz rakamı aklınızda tutun ya da fotosunu çekin. Ödemeyi de pezo olarak yapacaksınız).

O koca mesafeleri arkamda bırakıp apartmanın girişine vardım. Zilin üzerinde ev sahibim Ariel’in sevimli notunu buldum “Geldiğinde lütfen 2C no’lu zile bas, sevgiler :)”. Zile bastıktan hemen sonra Ariel koca gülümsemesi ile merdivenlerden inmiş ve tek yanağıma bir hoşgeldin öpücüğü kondurmuştu bile… Bu sıcak karşılamayla terasa çıkmamız, bana kalacağım alanı göstermesi, evi tanıtması, kısa laflamamız ve nihayetinde iyi geceleşmemiz derken kendimi odaya attım. Sonunda üzerimi değiştirip ayaklarımı uzatabildim ve güzel bir uykuya geçiş yaptım.