Gelelim milonga gecesine… Bariloche’ye süper bir veda gecesi yaptım arkadaşlar 🙂 Malum çok az kişiydik ama güzel insanlar vardı. Biraz İspanyolca biraz İngilizce derken hem bütün gece dans ettim hem de sohbet. Türkiye’den gelip de yalnız Güney Amerika seyahati yapan kadın sayısı pek bir nadir ki kendimden bahsettiğimde herkes çok şaşırıyor.

Geceye gittiğimde benim Pablo sayesinde iletişime geçebildiğim Jose ve onunla çalışan genç çift ile birebir tanışmış oldum. Genç olan May, beni görür görmez “Sen Turkiye’den gelen olmalısın, o gün Pablo bana da ulaşmaya çalışmış ama müsait değildim” dedi. Biraz lafladım hepsiyle. Sonra da kenardaki bir sandalyeye geçip ayakkabılarımı değiştirdim. İlk olarak beni dansa May kaldırdı. Çocuk genç tabi, damarlarında Chico kanı akıyor ve pistte de kimse yoktu… Bu kadar açıklama yeterli sanırım 🙂

Sohbeti bol bir amca ile tanıştım. Acayip komik bir adamdı, oldukça neşeli. Tangoya yeni başlamış. İşte öyle bir sohbet, iki adım derken dans etmiş olduk… Bir Fransız genç ile tanıştım. Bir sene önce taşınmış Bariloche’ye ve burada çalışıyormuş. Dansı fena değildi… Sonradan geceye gelen, orta yaşlarda, heyecanlı ve dinamik görünümlü bir adam beni dansa kaldırdı. Fransız ile aynı sınıftaymışlar 1 sene önce falan. Tanda’nın sonunda teşekkür ettim ama bırakmadı 🙂 Birasını kaptı geldi yanıma. Muhabbet ettik uzun süre. Sonra yine dans ettik. Ardından başkası derken geç oldu, otobüs saati geldi. Tam kapıdan çıkacağım sırada birasını kapıp gelen arkadaş (Marcelo) dur bekle, ben de gideceğim, motorum var bırakırım seni dedi. Ben biraz düşününce, yedek kaskım var dedi, Ok dedim 🙂 Arkadaşlar açıkçası şuraya geldiğimden beri en çok istediğim üç şeyden biriydi küçük bir motor turu. Off ne güzel oldu… Böyle göl kenarından, püfür püfür… Çok çok teşekkür ettim hostele vardığımızda. Adını soyadını aldım, Facebook’tan ekledim. Hemen bana güzel bir Sebastian-Roxane şovu göndermiş ardından da sevdiği vokal ile güzel, klasik bir tango parçasının yorumu. Paylaşıyorum, dinlersiniz…